Rızık, kişinin dünya üzerinde yaşayabilmesi için ihtiyaç duyduğu maddi ve manevi gereksinimlerin tamamıdır. Rezzak olan Allah tarafından lütfedilir. Kişinin dualarında daima yer alan en elzem konulardan biridir.

Rızık konusunda pek çok ayet-i kerime ve hadis-i şerif bulunmaktadır. Ayet-i kerimelerde rızıkla ilgili dua ayetlerinin bulunması, rızkın kişinin en önemli ihtiyaçlarından biri olduğunun bir göstergesidir. Rızık konusunda sıkıntı yaşayan kimse, dünya üzerinde çeşitli zorluklara maruz kalabilir. Bu sıkıntı artarsa, kişiyi yalancılığa ve hatta başka kötü eylemlere sürükleyebilir. Bu tür kötü hallere düşmemek için, Allahu Teâlâ ve Rasulullah'ın (s.a.v.) emir buyurdukları dualara devam etmek gerekmektedir.

Din-i İslam, veren eli her zaman övmektedir. Kur'an'da, zekât namaz ile birlikte zikredilecek kadar önemlidir ve verene karşılığının misli ile muamele edileceği belirtilmektedir. Bedeni ibadetler olduğu kadar, maddi ibadetlerin de emredilmesi, İslam'ın maddi ve manevi dengesini koruduğunu göstermektedir.

Rızık isteyen kimsenin, Allah Rasulü'nün (s.a.v.) tavsiyelerine mutlaka uyması gerekmektedir. Dilinde zikir ve salavat olmalı, bol bol istiğfar etmelidir. İbadetlerine ve taatlerine çok dikkat etmeli, her gün mutlaka bir miktar Kur'an okumayı alışkanlık haline getirmelidir. Bunun yanında, alimlerin tavsiye buyurduğu dua ve zikirleri de ihmal etmemelidir. Maddi rızıkların sabah namazı vaktinde, manevi rızıkların ise ikindi namazı vakti taksim edildiği unutulmamalı ve bu değerli vakitler gafletle geçirilmemelidir.

Rızkı verenin Allahu Teâlâ olduğu unutulmamalı, O vermezse kişinin hiçbir şeye güç yetiremeyeceği her daim hatırlanmalıdır. Acziyetini itiraf eden kul, verenin sadece Allahu Teâlâ olduğunu idrak eder ve kibir gibi hoş karşılanmayan kötü akıbetlerden uzaklaşmayı öğrenir. Acziyetini itiraf eden ve Rabbinin büyüklüğünü tasdikleyen kimse, nefsini küçültmeyi ve kulluk basamağına ulaşmayı başlar. Bu da kişinin manevi huzur ve mutluluğunu artırır.

Rızık isteyen kimse, Allah Rasulü'nün (s.a.v.) emir buyurduğu üzere, Sure-i Vakıa'yı her akşam okumayı alışkanlık haline getirmelidir. Gücü yeten, sabah namazından sonra da bu değerli sureyi okumaya gayret etmelidir.

Her gün Sure-i Yasin mutlaka okunmalıdır. Gecenin kalbinde, Kur'an'ın kalbi olan Sure-i Yasin ile iltica edebilir ve Allahu Teâlâ'ya dua ve niyazda bulunabilir.

Her gün Sure-i Fetih okunmalıdır.

"Allah'ım benim ahvalimi düzelt, halimi güzel eyle, beni fakirlik ve hakirlik eleminden kurtar. Düşmanların, insanı delalete düşürmek için tuzak kuran şeytanların ve daima fenalık emreden nefsimin şerlerinden koru, muhafaza eyle. Allah'ım beni kulluk hukukuyla kaim olan salihlerin, ilahi nimetlerine şükreden zenginlerin arasına kat. Dünya ve ahirete ait bütün sıkıntılarımı gidererek işlerimin yoluna girmesini nasip eyle, arzu ve muradımı nasip eyle, şerden ve isyandan, büyük ve küçük günahların hepsinden uzaklaştır. Salih emellere, doğruluk ve masumluğa yaklaştır. Beni salih kullarından eyle."

"Allah'ım. Sen bize hak olanı hak olarak göster, ona tabi olmakla bizi rızıklandır. Batılı batıl olarak göster ve ondan sakınarak bizi rızıklandır. Ya Rabbi bizi Müslüman olduğumuz halde öldür ve salihlerin arasına dahil eyle. Bizim üzerimizden zalimlerin şerrini def eyle, müminlerin duasına bizleri de dahil eyle. Rabbimiz, bizi hüküm verdiğin kaza ve şerlerden koru, muhafaza eyle."