Dua, her Müslümanın ibadetinin özüdür ve Allah'ın hoşnutluğunu kazanmanın en büyük vesilelerinden biridir. Dua etmek, özellikle Ramazan ayında tutulan oruçlarla birleştiğinde büyük bir öneme sahiptir. Bu nedenle, Ramazan ayında orucun kıymetini bilerek her gün Cenab-ı Hakk'a dua etmeyi ihmal etmemeliyiz. Dua, kulun Allah'a arz ettiği bir dilekçeye benzetilebilir. Bu dua sayesinde her şeyi yaratan, mutlak kudret ve güç sahibi olan Allah'a gönlümüzü açmış oluruz. Nasıl ki her insan gündelik yaşamında yazdığı dilekçelerin kabul olmasını istiyorsa, duada da Allah'a edilen duaların kabul edilmesi için bazı şartlara dikkat edilmesi gerekmektedir. Dua etmeye başlamadan önce mutlaka Peygamberimiz Muhammed Mustafa (SAV)'a salavat getirmek gerekmektedir. Dua etmeden önce Efendimize getirilen salavat, müminin duasının kabul olması açısından büyük önem taşır. Peki, bir mümin dua ederken nelere dikkat etmelidir, kısaca inceleyelim.

Dua etmeye başlamadan önce kişi mutlaka temiz bir şekilde abdest almalı ve kıbleye doğru oturarak ellerini açmalıdır. Ardından Peygamberimiz (SAV) Efendimize salat-ü selam getirdikten sonra "Essalatu ve's-selamu ala Rasulina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmain" diyerek salavat getirmelidir. Bir hak adamının anlatımı ile Peygamberimize getirilen salavat, bir kapının vurulması ve bu kapının açılması için önünde duran bir kilidi veya anahtarı elinde tutan Zat'a verilen selam olarak ifade edilmektedir. Gerçekten gönülden getirilen bir salavat, bu kapının açılmasında en büyük vesile olacaktır.

Kul, Cenab-ı Hak'tan istediği şeye dua ederken mutlaka gönülden inanarak dua etmelidir. Yalnızca ellerini değil, aynı zamanda kalbini de Allah'a açarak içtenlikle dua etmelidir. Kişinin ettiği dua eğer bu şartlara uygun olarak yapılmışsa, şüphesiz ki Rabbimiz tarafından kabul edilecektir. Ancak kişinin ettiği dua bazen istediği ile aynı olmayabilir. Çünkü Allah'a edilen dua, eğer kul için uygun değilse, rahmet olarak Cenab-ı Hak kuluna başka istemediği bir esası ihsan etmektedir. Bazen bizlerin şer olarak gördüğü şeyler, aslında bizim için en hayırlı olanıdır. Rabbim hiçbir zaman kuluna hayırlı olmayacak bir vesile göndermez. Edilen duada da aynı şekilde, kul için hayırlı olanı Allah nasip eder. Bazen de Allah'a edilen bu dualar, ahiretteki hesabımıza karşı Hak tarafından kabul görmektedir.

Nasıl ki duaya başlarken Peygamberimize (SAV) salavat getiriyorsak, yine aynı şekilde duayı bitirirken de salavat getirmek duanın kabulü açısından büyük önem taşımaktadır. Edilen dua, iki salavat arasında Cenab-ı Hakk'a takdim edilmiş olur. Kişi Allah'a dua ettikten sonra asla ısrarcı olmamalıdır. Aynı duayı tekrar tekrar yapmak aslında yanlıştır. Ancak insanlar, Cenab-ı Hakk'a dua ettikten sonra "istediğim olmadı" diye yine aynı şekilde dua etmeye devam ederler. Oysa Allah, kulunun duasını ısrar etmediği müddetçe ona verecektir. Duamızı bitirdikten sonra "Amin" demeli ve Rabbimize şükretmeliyiz.

Dua, bir mümin için önemli bir ibadet olup, bu ibadeti yerine getirirken dikkat edilmesi gereken birçok husus bulunmaktadır. Salavat getirmek, gönülden dua etmek, dua esnasında ve sonrasında dikkat edilmesi gereken unsurlar, dua ederken daha dikkatli ve bilinçli olmamızı sağlar. Samimi, içten ve inanç dolu dualarımızın Allah katında kabul edilmesi dileğiyle.