Nazar duası olarak bilinen sure hangisidir?

Kur'an-ı Kerim'de yer alan ve geleneksel olarak nazardan korunmak için okunan Kalem Suresi'nin 51-52. ayetleri, hem metinleri hem de anlamlarıyla dikkat çekmektedir. Bu ayetlerin tarihsel bağlamı ve günlük hayattaki uygulama şekilleri, İslam kültüründe özel bir yere sahiptir.

Konu kakkında 1 soru soruldu ve cevaplandı

Nazar Duası Olarak Bilinen Sure: Kalem Suresi'nin 51-52. Ayetleri

İslam geleneğinde "nazardan korunmak" için en yaygın olarak Kalem Suresi'nin 51. ve 52. ayetleri okunmaktadır. Bu ayetler, Hz. Muhammed'e yönelik nazar (kötü göz) değmesi üzerine indirildiği rivayet edildiği için bu amaçla kullanılagelmiştir.

Ayetlerin Arapça Okunuşu ve Anlamı:

Kalem Suresi 51. Ayet:

"Ve in yekâdullezîne keferû le yuzlikûneke bi ebsârihim lemmâ semiûz zikra ve yekûlûne innehu le mecnûn(mecnûnun). "

Anlamı: "Şüphesiz, o inkâr edenler Zikr'i (Kur'an'ı) duydukları zaman neredeyse seni gözleriyle devirecekler. (Senin için,) 'Hiç şüphesiz o bir delidir' diyorlar. "

Kalem Suresi 52. Ayet:

"Ve mâ huve illâ zikrun lil âlemîn(âlemîne). "

Anlamı: "Hâlbuki o (Kur'an), âlemler için ancak bir öğüttür. "

Nazar İnancı ve Bu Ayetlerin Kullanımı:

Nazar inancı, bir kimsenin bakışlarındaki kıskançlık veya hayranlık gibi yoğun duyguların, bakılan kişiye veya nesneye zarar verebileceği düşüncesine dayanır.
Peygamber Efendimiz'in (s. a. v.), bir kişi tarafından nazara uğradığı ve Cebrail (a. s.)'ın bu ayetleri okuyarak onu iyileştirdiği hadis kaynaklarında geçmektedir. Bu sebeple bu ayetler, özellikle nazara karşı bir korunma ve şifa duası olarak kabul edilmiştir.

Pratikte, bu iki ayet nazardan etkilenen kişiler üzerine okunur veya yazılıp taşınır. Ayrıca Felak ve Nas surelerinin de genel anlamda her türlü kötülük ve haset gibi durumlara karşı okunduğu bilinmektedir.

Önemli Not:

İslam inancında asıl olan, her türlü korunmanın yalnızca Allah'tan (c. c.) beklenmesi ve O'na sığınılmasıdır. Dualar ve ayetler birer vesiledir; gerçek koruyucu ve şifa veren sadece Allah'tır. Bu sebeple, bu tür uygulamaları bir "büyü" veya "muska" gibi değil, dinin çizdiği sınırlar içinde, Allah'a olan teslimiyetin ve duanın bir parçası olarak görmek gerekir.

Yeni Soru Sor / Yorum Yap