Hak ve hukuka uygunluk, doğruluk duygusu, insanın içinde olması gereken önemli özelliklerdendir. Ancak, bazen haklarımızı savunmak için mahkeme yoluna başvurmak zorunda kalırız. Haklı olduğumuz durumlarda bile mahkeme süreci boyunca içimizde bir endişe ve sabırsızlık oluşur. Mahkeme sürecinin uzun olabileceği düşünüldüğünde, bu duygular daha da artar. Hayatta belki de en kötü şey, haklı olduğumuz halde hakkımızın yenmesi ve bunu ispat edememektir. İnançlı bir insan, Allah'ın adaletine güvenerek dualarını bu yönde yapar ve kendini rahatlatır. İçten ve samimi bir kalp ile yapılan mahkeme duası, eğer haklı olan siz iseniz mutlaka yerini bulacaktır. Allah, adalet konusunda mutlak adildir ve haklıyı haksızdan ayırır.

Mahkeme sürecinde bazen haklı olsanız bile haksız çıkabilirsiniz. Böyle durumlarda inancınızı kaybetmeden, hakkınızın size geri döneceğine inanmalısınız. Bu süre bazen kısa bazen de uzun olabilir. Önemli olan, kendinizi bilmeniz ve Allah'tan ona göre istemenizdir. Haksız olduğunuz durumlarda Allah'tan istemek size bir fayda sağlamayacaktır.

Allah'ın en güzel isimlerinden biri olan "El-Adl," tam ve sonsuz adalet sahibi anlamına gelir. Herkese hakkını veren Allah, insanlara da adalet duygusunu vermiştir. Bu duygudan mahrum kalmamalarını emretmiştir. Ancak, bazı insanlar bu duygunun farkında bile değildir.

Sevgili Peygamberimiz, adil davrananların kıyamet gününde nurdan minberler üzerinde olacağını hadislerinde belirtmiştir. Bu nedenle, eğer mahkeme yoluyla çözülecek bir davanız varsa ve haklı olan siz iseniz, mahkeme duasını okuyarak içinizin ferahlamasını sağlayabilirsiniz.

Mahkeme duasını okumanın tek şartı, mahkemeye düşen kişinin gerçekten suçsuz olduğuna inanması ve Allah katında içten bir yalvarışla dua etmesidir. Aksi takdirde, haksız bir durumda mahkeme duası okumak, hiçbir fayda sağlamayacağı gibi, fazladan günah işleyerek yolunda giden işlerin de bozulmasına neden olabilir. Haksız yere dua ederek adalet dileyen kişi, en başta kendini kandırmış olacaktır.